İyi ki izlemişim dediğim filmlerden... Tesadüf eseri buldum bu filmi. Biraz Seksenlerin filmlerini karıştırayım dedim, usta oyuncuyu Robert De Niro' nun bu filmde oynadığını görünce dayanamayıp hemen izledim. Filmi çok beğendim. Böyle gizli hazine değerinde filmleri yıllar sonra keşfetmeyi seviyorum. Abartmayı sevmem ama bu film bana göre bir başyapıt. Aslında son derece sade, normal, günlük yaşam ilişkileri anlatılmış, yani öyle devasa olaylar, entrikalar, sıradışı şeyler dönmüyor filmde. Bana göre bir başyapıt olmasının nedeni tam da bu; yasak da olsa bir aşk hikayesinin bu kadar gerçek, sade, masum ve düzeyli bir şekilde anlatılması... Evet, anlatılanların son derece sade ve gerçek yaşama yakın olması nedeniyle bu film benim için çok değerli. Abartı yok, her şey ölçülü ve yerli yerinde... Ve asıl önemli şey; duygunun ve empatinin izleyene çok iyi geçmesi...Zaten Seksenler filmlerini ayrı seviyorum, bu filmde Seksenleri yaşamak çok güzeldi. Kesinlikle arşivimde yer alacak olan bir film bu. Film, finale yaklaştığında kalbimde keskin bir sızı oluştu, duygularım karıştı... İçimde bir burukluk oluştu yani. Uzun zamandır bir filmde gözlerim dolmamıştı. Aşk, belki de çok uzaklarda belki de ulaşılması imkansız bir yerde. Bu filmi, bende güzel şeyler hissettirmesi nedeniyle çok sevdim. Müzikler ise harikaydı bu arada... Imdbsi biraz daha yüksek olmalıymış bence; benim puanım 7,3.
Yorumlar
ayyuka
Ahh, böyle rastlantılar zaten hayatın ta kendisi değil midir? Biri çıkıverir ve sonra hayat tümden değişiverir. Tam da ruhuma dokunan enfes bir şölen tadındaydı. Başrolde iki usta olunca değmeyin keyfime... Son sahnelerde eller mendile uzanabilir. Sezen Aksu'nun, "Son bakıştaki o gözler kaldı aklımızda," sözleriyle filme küçük bir not iliştirebiliriz...
Özellikle bu konuyu her ne kadar sevmesem de film ve birbirlerine duydukları sevgi, aşk çok güzel.