'Elvis binayı terk etti' cümlesiyle bitiyor film.
Film düpedüz şeytani özelliklerle donatılmış menajeri oynayan Tom Hanks ve Kralı canlandıran Austin Butler arasında çelişkilerle dolu ve aynı zamanda mali sömürüye dayanan ilişkilerine odaklanıyor. Gerçeklere dayalı bir hesaplaşma.
Bir yanda dünyanın en büyük yıldızı, diğer yanda vicdansız olduğu kadar becerikli pazarlamacısı Albay Tom Parker.
Daha önce, 1950'lerin elverişsiz siyasi iklimi nedeniyle, ABD'li senatörler Elvis'in hapsedilmesi için ellerinden gelen her şeyi yapıyorlar, çünkü muhafazakar 'beyaz Amerika'nın' düşman olduğu bir 'siyah kültür' var.
İşte bu siyah kültürden Elvis ilham alarak, sahnede inatla sergilediği sözde müstehcen hareketleri, ahlaki bir düşüşe neden olabileceğinden korkuyorlar.
Menejeri Albay bu gibi durumlarda hep geri adım atmak istiyor, korkuyor altın yumurtlayan tavuğunu kaybetmek istemiyor ama Elvis inatla kendi tarzına hep sadık kalıyor ve sahneyi ve seyircileri "ateşe veriyor".🔥
Kıyamet kopuyor!!😮
Beyaz bir insanın asla yapacağı hareketler değil bunlar diye Amerika ayağa kalkıyor!
Tamam diyorlar, tamam Rock'n Roll diye moda olmuş bir bela var ama yine de her beyaz sanatçı haddini bilir, eline gitarını alır, mikrofonun önünde kımıldamadan durur ve efendi efendi şarkısını icra eder.
Peki bu genç herifin yaptığına ne demeli?
Sahnede müziğin kendisiyle sevişiyor sanki!
Bu ne cüret!!?😣
Tüm gençliği kendinden geçirten bu herife nasıl engel olacağız?
Üstelik bu genç herif çok dindar. Tanrısına, annesine ve ülkesine derinden bağlı.
Üstelik seksapelitesi yüksek olan bu herif çokta yakışıklı.
Üstelik sahnelerin bu saatli bombası, sahneden indiğinde röportajlarda çok naif, saygılı, sevimli ve efendi.
Üstelik bu ele avuca sığmayan herif, hayvani bir cazibeyle icra ettiği şarkılardan kazandığının bir kısmı ile hem cömert bağışlar yapıyor hem de sevdiklerini krallar gibi yaşatıyor.
Elvis :" Ben sahnede hissettiğim gibi söylerim, bana kimse ne yapacağımı söyleyemez. Kötü bir şey yaptığımı düşünmüyorum, sadece şarkı söylüyorum. Hissettiğim gibi söylüyorum" diyor ama yine de şeytani hareketlerde bulunmakla suçlanıyor.
Hakkında dava üstüne davalar açılıyor.
Tam o dönem, 1950'lerin ortasında Elvis o meşhur röportajında şunları söylüyor:
"Ben bir aziz değilim, ama asla ailemi utandıracak, incitecek veya Tanrı'yı gücendirecek bir şey yapmaya çalışmadım... Bence her çocuğun ihtiyacı olan tek şey umut ve aidiyet hissidir.
Tek bir çocuğa, bir gence bu duyguyu verebilecek herhangi bir şey yapabilseydim veya söyleyebilseydim, o zaman dünyaya bir şey kattığıma inanırdım."
Elvis hayatı boyunca insanlar arasında bir sınır görmedi, beyaz veya siyahi diye bir ayırım yapmadı. "Siyahların müziğini" kendi canlı performansları ile bir araya getirerek, renk bariyerlerini yıktı ve yeni bir karşı kültür devrimini başlattı.
Elvis durdurulamadı.😎
Ve müzik tarihinde bir mihenk taşı oldu.✨
Filmde yönetmen Luhrman bu devrimin başlangıcını çok iyi yansıtmış.
Özellikle konser performanslarında yönetmen inanılmaz dinamik bir şekilde sahnelemeyi biliyor, mükemmel bir kurgu tekniği kullanıyor, hatta bölünmüş ekranı tekrar tekrar kullanıyor ve aynı zamanda orijinal film kayıtlarında ustalıkla miksaj yapıyor.
Austin Butler'e gelince ; benim düşünceme göre bir aktör olarak Elvis'e şimdiye kadarki neredeyse tüm aktörlerden daha fazla yaklaşıyor.
Görüntüsüne değil, Elvis'in özüne✨ yaklaşmayı başarıyor.
Mevzu zaten tip olarak birebir Elvis'e benzemek değil ki ! İkizi gibi görüneni oynatmak maksat olmamalı zaten.
Bir düşünün bizim biricik ✨Barış Manço'muzun hayatını beyazperde de oynayan , ona ikizi gibi benzeyen ruhsuz birini mi, yoksa Barış abimizin ruhunu, konuşma ve şarkı söyleme tarzını ve özünü ✨yansıtabilen birini mi izlemeyi tercih ederdik?
Bu açıdan bakınca ; Austin Butler, Elvis'i yakından deneyimleyebilmiş gibi, sanki onunla yıllarca yaşamış gibi beyazperdede Kralı yaşatıyor ve böylece kült canlandırmalarda Rami Malek'in Freddy Mercury olarak sergilediği performansı bile gölgede bırakan bir izlence sunuyor.
Helal olsun, Austin. İnanılmaz bir performans! 🤩
Filmin uzunluğu takriben 2 saat 40 dakika ama bir dakikası bile fuzuli gelmedi bana.
Filmde coşku olduğu kadar hüzün var, aynı zamanda çaresizlik, hap bağımlılığı, melankoli ve şefkat var. Yer yer boğazım düğümlendi...😔
Filmde başarı da var.
Çok büyük bir başarı.
Ama Elvis'in başarı öyküsü, kimsenin sahip olmak istemeyeceği bir başarı öyküsü.
Kaçırmayın izleyin bu filmi.
Müzik dünyasında devrim yapmış, tarih yazmış ama çaresizliğin duvarlarını kıramamış, gelmiş geçmiş en güzel seslerden birine sahip bir ✨Kralın kendi kaderine ses geçiremeyişinin hikayesidir.
İzleyin.
Özellikle Elvis severler izlemeli. Filmi izledikçe bir Elvis sever olarak Elvis'in hayatı hakkında neredeyse hiç bir şey bilmediğimi fark ettim. Oyunculuklar çok iyi. Özellikle Tom Hanks Rolünün hakkını vermiş. Dönemi ve Elvis'i iyi anlatmış. Neden bu kadar erken öldüğünü de öğrenmiş olduk.