Blonde izle (2022)

Blonde Altın Ahududu Ödülleri kazanmış :)

Bu mu yani!!! Hikaye hoplaya zıplaya, atlaya atlaya anlatılmasına rağmen iç bunaltacak kadar ağır ilerliyor. Yan karakterler o kadar silik çizilmiş ki kimin kim olduğunu anlayana, isimlerini öğrenene kadar film girip çıkıyorlar bile. Asıl merak edilen soruların hiçbirine değinilmeyip derdini suya sabuna dokunmadan anlatmaya çalışan bir film olmuş. Ana de Armas bu filmle Venedik'te 14 dakika ayakta alkışlanmıştı. Kesinlikle hak etmiş. Oyunculuğu muhteşem. Bir Oscar adaylığı gelebilir. Filmin sanat yönetimi de harika. Ama geri kalanı fısssss.
Sadece Ana'nın oyunculuğuna 4, sanat yönetimine 1 puan veriyorum.

yönetmeninden de senaristlerinden de nefret ettim film boyunca. Ayrıca Ana de armas'ın bu filmde yer alması da kendisini gözümde aşırı düşürdü. Filmin odak noktası marilyn monroe'nun hayatı kariyeri değil, vucudu ve cinsel hayatı olmuş. Yönetmenin erkek olduğu aşırı belli, bir erkeğin gözünden bakış açısından çıkan görüntüler ve odak noktaları. Büyük saygısızlık ve başarısızlık bu film.
Ana de Armas, film çekimleri boyunca Marilyn Monroe'nun hayaletinin ruhunun ona musallat olduğu sürekli onu gördüğü tarzında bir açıklama yapıyor. doğruysa bile acaba niye musallat olmuş anlamak zor değil. kadını "etten" başka bir şey olarak resmetmemişsiniz.
Gerek çekimleriyle gerek senaryosuyla rezalet bir film.

Filmi beğenmeyen arkadaşlar, olumsuz yorum yapan arkadaşlar gerçekleri beğenmemişler gibi geldi bana. Film özetle orspu çocu erkek çakal sürüsüyle bunları besleyen çarkların ve orspu ettikleri, çarkların ezdiği, çakalların parçaladığı bir kadının hikayesi. Yönetmenin yapımcının kafa yapısını, gerçekleri ne kadar çarpıttığını falan bir kenara bırakıp düşünelim şimdi. Marilyn Monroe gibi seks ikonu haline gelmiş bir kadının hayatı sizce bu filmde anlatılandan farklı mı olmuştur? Sizce mutlu muydu? Sizce özgür müydü? Bu film ona karşı bir saygısızlık neden olsun ki? Bugün de Hollywood'da dönen dolaplar rezillikler ortaya çıakrılıyor, daha çıkarılmayanları kim bilir kaç mislidir. Belki de bu vahşi düzenin ilk büyük kurbanı Marilyn Monroe idi. Belki de celladına aşıktı, kurban olmaktan hoşlanıyordu, yoksa her şeyi bırakıp gidebilirdi. Öyle ya da böyle acı bir hayat, izlemek de acı veriyor, duyguları hissettirdiyse başarılı bir filmdir. Son söz: Tüm ırz düşmanlarının Allah belasını versin.

Yönetmenin film ile ilgili bir röportajını okudum. Marilyn Monroe'nun filmleri ve filmlerde yer alan diğer kadınlar için kullandığı ifade tam olarak şu: Güzel güzel giyinmiş f*hişeler. Böyle bir zihniyetin çekeceği filmin kalitesi ne olabilirse, bu filmin kalitesi o seviyenin bile altında. Döneminin en önemli şahsiyetlerinden birisi olmayı başarmış, kısacık hayatında tarihi bir ikon haline dönüşmüş bir kadının anısına yapılabilecek ne kadar saygısızlık varsa, hepsi yapılmış filmde. Monroe ancak bir patates kadar zeki, dengesiz, şehvet düşkünü, ucuz, ayyaş, müptela, üreme saplantılılı, kendine saygısı olmayan bir et parçası konumuna düşürülmüş her bir karede. Tecavüz, grup seks, fiziksel şiddet, aşağılama hiç mola vermiyor film boyunca. Üstelik yönetmenin, içindeki kadın nefretini böylesine barbar bir biçimde kusarken, kendini pek bir özel, pek bir yetenekli zannetmesi de cabası.

Monroe'nun bedeninin sömürüldüğü bir filmde Ana de Armas'ın bedeninin savurganca sömürülmesi de apayrı bir ironi. Çıplaklık sahnelerinin çoğu son derece gereksiz, adeta yönetmenin odasında kendi başına kaldığı anlar için çekilmiş. Armas'ın böyle hastalıklı bir filme imza atması beni şaşırttı. Puan vermiyorum. Eksi 10'u bile haketmiyor.

Açıkçası Marilyn Monroe’nun hayatı hakkında hiç bir bilgim yoktu. Baş rol oyuncusunun sevdiğim için ve Marilyn Monroe’nun çalkantılı hayatını merak ettiğim için izledim. Film bir romandan uyarlama olduğu için olayların ne kadarı doğru ne kadarı kurgu bilmiyorum. Ben şahsen filmi sevdim. Ağır ileriyen ve uzun bir film olmasına rağmen izlerken sıkılmadım. Başrol oyuncusu Ana de Armas bence rolünün hakkını vermiş. Bazı karelerde Monroe’ye çok benziyordu. Bazen siyah beyaz bazen de renkli ekrana geçilmesi güzel bir detaydı. Gerçekte oynadığı filmlerden sahneleri keserek filme yerleştirmeleri de çok iyi olmuş. Belliki filme bayağı emek harcamışlar. Aldığı puanı çok düşük buldum. Bence 7 ile 8 arası bir puanı hakkediyor.

Öncelikle Marilyn Monroe'nun biyografisini yapmak çok zor bir iş..
Yönetmen ve Ana de Armas üstesinden gelmiş..
Monroe'nun dram dolu hikayesi çok güzel anlatılmış ve izleyiciye o dram dolu dolu aktarılmış..
1.55'ten sonra bir hata olsa da onu görmezden gelerek çok etkilendiğimi ve çok duygulandığımı dile getirmek istiyorum..
Emeği geçen herkese çok teşekkür ediyorum..

senaryosu çok kötüydü. görüntü yönetmenliği ve ana de armas'ın oyunculuğu güzeldi. erkek bir yönetmeninin çektiği o kadar belli ki kadınlardan asla anlamıyor greta gerwig falan çekseydi çok daha iyi yapardı senaryosunda, kurgusunda ciddi sıkıntı var.

Çok başarılı buldum. Ana de Armas çıplak sahnelerinin çok olmasıyla, oyunculuğunun çok ileri derecede olmasıyla ve dram sahnelerini çok inandırıcı oynamasıyla film için bütün yeteneğini ortaya koymuş. Sınırlarını zorlamış resmen.

Çok beğendim. Çok güzeldi. Ana de Armas muhteşem bir oyunculuk sergilemiş. Bu zamana kadar Marilyn Monroe'yu canlandıranlar içerisinde onun karizmasını, güzelliğini, tavırlarını yansıtan en iyi oyuncu bence. My Week with Marilyn'de, Michelle Williams'ı "izlemeye çalışırken" sinir olmuş, filmi ilk 15 dakikasında bırakmıştım. O kadar Marilyn değildi ki...

Ben Gerceketen cok begendim. Ana de Armas muhtesem bir oyunculuk cikartmis. Zaten tum oyuncular cok cok iyi. Tesekkurler