John Frankenheimer'ın The Manchurian Candidate ve Seven Days in May ile birlikte Paranoya üçlemesinin son filmidir. Yönetmenin kariyerinde arka plan da kalmış, değeri bilinmemiştir. Halbuki ne eşsiz bir filmdir.
Yaşadığı hayattan kaçmak isteyen sıradan bir adamın, daha iyi koşullarda, başka bir bedende neler yaşayabileceği üzerine bir beyin jimnastiği, bir sorgulamadır. Gerçekten insan bir başkası olsa mutlu olabilir mi? Yoksa belleği onu rahat bırakmaz mı?
Her şeye yeniden başlamak, bir başkasının hayatını yaşamak, bellek, kimlik teması, yaratılış, dönüşüm... Bütün bu kavramlar üzerine bizi düşünmeye sevk eder film.
Teknik olarak da adeta bir sinema dersidir. Sinema da diyaloglara yaslanmadan, görselliğin gücüyle hikaye nasıl anlatılır, hangi duyguyu vermek için ne yapmak gerekir sorularına ses, kamera, ışık ve kurguyu mükemmel kullanarak yanıt verir.
Kamera açıları, kamera hareketleri, kullanılan lensler, kadrajlar, ses kurgusunda çeşitli oyunlar, ışığın özenli kullanımı, bindirmeler, tekrarlar ve farklı planlar ile seyirci de baş dönmesi, huzursuzluk hissi veren kurgusu filmin anlatmak istediğine çok şey katar.
Görüp görebileceğiniz en karamsar filmlerden biri olan filmi yüklediği için admine çok teşekkür ederim.
Yorumlar
audience zombie
Orta yaş bunalımı, aidiyetsizlik ve yabancılaşmaya dair harika bir yapım