Fransa'nin en büyük film ödülleri olan, yedi César kazanan tipik bir prestij projesi.On dokuzuncu yüzyıl Paris'indeyiz, yozlaşmış gazete endüstrisinin zemininde büyük hırsları olan bir yazarın, Lucien'in yükseliş ve çöküş hikayesini izliyoruz. Honoré de Balzac'ın aynı adlı romanından uyarlanan,ekinden geldigince dinamik olmaya çalışan bir film izledim diyebilirim. (Yonetmenin senaryosunu da kendi yazip cektigi,Superstar filminden daha iyiydi.) Pişman miyim asla. Iyi ki izlemisim, iki yüzyıl öncesinin Paris ortamı güncel olaylarla pek çok benzerlik barındırıyor.Bu boyutta bir roman çekmek çok fazla yoğunlaştırma gerektiriyor olmalı, bu yüzden yönetmen Giannoli şimdiki zamanla paralelliklere odaklanmayı seçmiş bu ayan beyan ortada: sanat ve ideolojinin ticarileştirilmesi, etkiye aç medyanın körüklediği kutuplaşma, beğeni ticareti. Bu iki asırlık hikayeye daha derin bir vizyon vermeden yakınlaştırdığı bilinçli bir tercih gibi geldi bana. Ben anlatım 'düz' mü yoksa 'canlandırıcı' mi, 'rahat' mi yoksa 'sağlam' mi? oraya taktım - açıkçası seçemedim. Yani kim bu filme zaman ayırıp bir şans verirse, karar ona kalmış. Ben şahsen beğendim. Romanı okumadım ancak ilgimi çekti - okumayı düşünüyorum. Ayrıca; filmde ünlü Fransız yönetmen ( Pek harika çocuk! Peh peh! ) Xavier Dolan için bir yardımcı rol de var. Sevenlerine mübarek olsun.
Fransa'nin en büyük film ödülleri olan, yedi César kazanan tipik bir prestij projesi.On dokuzuncu yüzyıl Paris'indeyiz, yozlaşmış gazete endüstrisinin zemininde büyük hırsları olan bir yazarın, Lucien'in yükseliş ve çöküş hikayesini izliyoruz. Honoré de Balzac'ın aynı adlı romanından uyarlanan,ekinden geldigince dinamik olmaya çalışan bir film izledim diyebilirim. (Yonetmenin senaryosunu da kendi yazip cektigi,Superstar filminden daha iyiydi.) Pişman miyim asla. Iyi ki izlemisim, iki yüzyıl öncesinin Paris ortamı güncel olaylarla pek çok benzerlik barındırıyor.Bu boyutta bir roman çekmek çok fazla yoğunlaştırma gerektiriyor olmalı, bu yüzden yönetmen Giannoli şimdiki zamanla paralelliklere odaklanmayı seçmiş bu ayan beyan ortada: sanat ve ideolojinin ticarileştirilmesi, etkiye aç medyanın körüklediği kutuplaşma, beğeni ticareti. Bu iki asırlık hikayeye daha derin bir vizyon vermeden yakınlaştırdığı bilinçli bir tercih gibi geldi bana. Ben anlatım 'düz' mü yoksa 'canlandırıcı' mi, 'rahat' mi yoksa 'sağlam' mi? oraya taktım - açıkçası seçemedim. Yani kim bu filme zaman ayırıp bir şans verirse, karar ona kalmış. Ben şahsen beğendim. Romanı okumadım ancak ilgimi çekti - okumayı düşünüyorum. Ayrıca; filmde ünlü Fransız yönetmen ( Pek harika çocuk! Peh peh! ) Xavier Dolan için bir yardımcı rol de var. Sevenlerine mübarek olsun.